Külliyetli Ne Demek? TDK ve Dilin İflas Eden Kavramları Üzerine Bir Tartışma
Kelimeyi Anlamak İçin, Dili Anlamak Gerek
Türk Dil Kurumu (TDK), bazen dilin evrimine ayak uydurmakta zorlanıyor gibi görünse de, bu tür örnekler de dilin ne kadar dinamizme ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. “Külliyetli” kelimesi, TDK’nin sözlüğünde yer alan bir tanım değil, ancak yakın zamanda çeşitli sözlüklerde yer bulmuş bir kavram haline geldi. Peki, bu kelimenin anlamı gerçekten ne? Ve bu anlam tam olarak hangi bağlamda kullanılıyor? İşte bu noktada tartışmalar başlıyor: Külliyetli, ne kadar doğru bir kavram? Kendi başına bir anlam taşıyan bir kelime mi, yoksa sadece bir moda kelimesi mi?
Kelimenin Tanımındaki Zayıflıklar
“Külliyetli” kelimesinin sözlüklerdeki yerine dair ilk tartışma, kelimenin tanımının net olmamasıyla başlıyor. TDK, kelimenin ne olduğunu açıklarken yalnızca bazı kaynaklarda “büyük, önemli, çok kapsamlı” gibi anlamlarla karşılaşıyoruz. Ancak, “büyük” ve “çok kapsamlı” gibi kavramlar, dilde zaten var olan diğer kelimelerle rahatça ifade edilebilecek anlamlar. Bu noktada, bu yeni kelimenin gerçekten ihtiyaç duyulacak bir boşluğu doldurup doldurmadığını sorgulamak gerekiyor.
Kelimenin kökenine bakıldığında, “külliyet” kelimesi Arapçadan geçmiş bir kavram. Külliyet, bir şeyin tümünü veya tamamını ifade eden bir terim olarak kullanılıyor. Ancak “külliyetli” kelimesinin burada tam olarak nasıl bir anlam taşıdığı ise netleşmiş değil. Bu da, dilde net olmayan bir anlamın nasıl toplumda kabul görüp bu kadar hızlı bir şekilde yayılabildiği sorusunu gündeme getiriyor.
Toplumun Dildeki Rolü ve “Külliyetli”nin Yükselişi
Dil, toplumun bir aynasıdır; ancak dilin toplumu ne kadar doğru yansıttığı da ayrı bir tartışma konusudur. Her dönemde toplumda belirli kelimeler ve ifadeler popülerleşir. Bu kelimeler bazen moda olur, bazen ise bir anlam boşluğunu doldurur. Ancak “külliyetli” kelimesinin hızlıca popülerleşmesi, bu kelimenin bir anlam boşluğunu doldurduğuna dair bir gösterge mi, yoksa gereksiz bir dil devriminin kurbanı mı olduğuna dair önemli bir soru işareti taşıyor.
Dil devrimleri bazen gereklidir. Ancak gereksiz yere yeni kelimeler türetmek, dilin karmaşasını artırır. Bugün “külliyetli” kelimesinin yaygınlaşmasını sağlayan faktör, bu kelimenin “büyük” ve “önemli” gibi sıfatların yerine daha etkileyici ve sofistike bir ifade arayışı olabilir. Ancak dilin, kelimelerin yanlış bir şekilde aşırı kullanılmasıyla bozulması riski her zaman vardır.
Külliyetli: Bu Kelime Gerçekten Gereksiz mi?
Tartışmanın odak noktalarından biri de bu. Külliyetli kelimesi sadece dilin “yeni” bir moda kelimesi mi, yoksa gerçekten ifade edilmesi gereken bir anlamın yerini mi alıyor? “Büyük” ve “önemli” gibi kelimeler yerine bu tür kelimelerin kullanılmasının ne gibi faydaları olabilir? Birçok dilbilimci, kelimelerin amacının sadece sesleri bir araya getirip anlam üretmek değil, anlamı en doğru şekilde aktarmak olduğuna dikkat çeker. Peki, “külliyetli” bu anlamı gerçekten doğru ve net bir biçimde iletiyor mu?
Yine de, bu tartışmada bir soru daha karşımıza çıkıyor: Dilin evrimine karşı çıkmak, aslında dilin gelişimine engel olmak değil mi? Belki de dilin yeni kelimelere ve anlamlara ihtiyacı var. Ancak, bu ihtiyacın gerçekten içsel bir gereklilikten mi yoksa sadece estetik kaygılarla mı doğduğunu sorgulamak gerekiyor.
Sonuçta, “Külliyetli” Ne Kadar Külliye Uygun?
Dil her zaman evrilecek ve her dönemde yeni kelimeler türeyecek. Ancak bu kelimelerin dilde ne kadar yer bulması gerektiği ve ne kadar süreyle popüler kalacakları sorgulanabilir. “Külliyetli” kelimesi, dilin içsel dinamiğiyle mi doğdu, yoksa sadece bir stilistlik arayışıyla mı oluşturuldu, zamanla bunun cevabı netleşecektir. Ancak, bir kelimenin yayılma hızına bakarak anlamını ve gerekliliğini sorgulamak da en doğal hakkımızdır.
Külliyetli kelimesinin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Dilin bu tür yeniliklere ne kadar açık olması gerekir?